Yazar "Akbulak, Fatma" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Effectiveness of mandala coloring in reducing anxiety in women with early-stage breast cancer receiving chemotherapy for the first time(Elsevier, 2023) Akbulak, Fatma; Can, GülbeyazContext: Many people with cancer experience fear or anxiety when starting chemotherapy for the first time. Mandala coloring is an art therapy approach commonly used for anti-stress therapy. Objective: To assess whether mandala coloring reduces the anxiety experienced by women with early-stage breast cancer during their first chemotherapy session. Design: A quasi-experimental controlled study with pretest/posttest design. Setting: The study was conducted in the outpatient chemotherapy unit of the Istanbul University Institute of Oncology between March 2017 and May 2018. Participants: Eight-four women with early-stage breast cancer who presented for their first session of chemotherapy were included, 41 in the intervention group and 43 in the control group. Intervention: Patients in the intervention group were asked to color a mandala for 30 min while receiving premedication prior to chemotherapy. No intervention was applied to the control group. Main outcome measures: Levels of distress and anxiety were assessed before and after premedication using the distress thermometer and State–Trait Anxiety Inventory. Results: The sample group consisted primarily of women who had primary school education, were married, and were homemakers. Average distress levels were low in both the intervention and control group before premedication, and state anxiety scores did not differ statistically between the groups before or after premedication. However, patients in the intervention group who had high distress levels before premedication showed a significant decrease in state anxiety score after premedication, while patients in the control group showed no decrease.Yayın Geriatrik bireylerdeki kronik hastalıkların bakımına yönelik yapılan hemşirelik lisansüstü tezlerinin incelenmesi(Halk Sağlığı Hemşireliği Derneği, 2023) Akbulak, Fatma; Çimen, GülçinGiriş: Yirminci yüzyılın başlarından itibaren sağlık, bilim ve teknoloji alanlarındaki hızlı gelişmeler hastalıkların ve yaşam süresini etkileyen diğer faktörlerin ortadan kaldırılmasında önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Buna paralel olarak erken tanı ve tedavi seçenekleri ile ortalama yaşam süresi artmış, kronik hastalıklarla beraber yaşayan bir sosyal grup ortaya çıkmıştır. Gelişmiş ülkelerde nüfusun büyük bir kısmını geriatrik bireyler oluşturmaya başlamış ve gelişmekte olan ülkelerde de buna Türkiye de dahil önümüzdeki otuz yıl içerisinde geriatrik nüfus oranının ve kronik hastalıklarında aynı oranda artacağı bildirilmiştir. Amaç: Bu çalışma, geratrik bireylerde yaygın görülen kronik hastalıkları inceleyen hemşirelik alanında yapılmış lisansüstü tezlerin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız retrospektif ve tanımlayıcı tiptedir. Çalışmanın verileri akış şeması izlenerek Eylül-Aralık 2022 tarihlerinde “Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi (YÖK)” veri tabanında geriatri ve/veya yaşlı ve /veya hemşirelik anahtar kelimeleri kullanılarak toplanmıştır. Çalışmanın örneklemini araştırmacılar tarafından belirlenen dahil etme ve dışlanma kriterleri sonucunda 2012-2022 yılları arasında çevirimiçi tam metnine ulaşılabilen, kronik hastalıkları olan 65 yaş ve üstü geriatrik bireylere çalışılan, hemşirelik anabilim dallarında yapılmış 27 lisansüstü tez (21 yüksek lisans, 6 doktora) çalışması oluşturmuştur. Bu çalışmaya dâhil edilen tüm araştırmaların etik kurul onayının alınmış olmasına özen gösterilmiştir. Bulgular: Hemşirelik anabilim dallarında geriatrik/ yaşlı bireylerle lisansüstü tezlerin sayılarının son 10 yılda (2012- 2022) artış eğiliminde olduğu görülmüştür. Lisansüstü tezlerin %77,8’inin (n=21) yüksek lisans, %22,2’Sinin (n=6) doktora tezi olduğu belirlenmiştir. Çalışmalar çoğunlukla Hemşirelik (%44,4) ve İç Hastalıkları Hemşireliği (%40,7) anabilim dalların da yapılmıştır. %37 ile Diyabet’in en çok çalışılan kronik hastalık olduğu görülmüştür. Çalışmaların yapılma amaçlarına bakıldığında %44,4 hasta deneyimlerini belirlemek, %18,5 eğitim etkinliğini değerlendirmek, %14,8 tutum ve davranışın etkisini incelemek olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Yapılan lisansütü tez çalışmalardan yükseklisans tezleri çoğunlukla mevcut duruma yönelik tanımlayıcı, doktora tezlerinin müdahale içeren deneysel çalışmalar olduğu ve hasta deneyimlerini belirlemeye yönelik uygulamalar içerdiği belirlenmiştir. Ülkemiz de geriatrik birey nüsusunun arttığı ve kronik hastalıkların da buna paralel olarak artış gösterdiği bir demografik toplum yapısı oluşmaktadır. Bu nedenle geriatri hemşireliği alanında daha fazla çalışma yapılması geriatrik bireylere özgü bakım uygulamalarının geliştirilmesi önerilmektedir.Yayın Geriatrik yaş grubunda yaygın görülen kronik hastalıkların bakımına yönelik yapılan hemşirelik lisansüstü tezlerinin incelenmesi(2023) Akbulak, Fatma; Çimen, GülçinAmaç: Bu çalışma, geriatri yaş grubunda olan bireylerde yaygın görülen kronik hastalıkları inceleyen, hemşirelik alanında yapılmış lisansüstü tezlerin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Çalışmamız retrospektif ve tanımlayıcı tiptedir. Çalışmanın verileri Eylül-Aralık 2022 tarihlerinde “Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi (YÖK)” veri tabanında “geriatri”, “yaşlı” ve “hemşirelik” anahtar kelimeleri kullanılarak toplanmıştır. Çalışmanın örneklemini araştırmacılar tarafından belirlenen dâhil etme ve dışlanma kriterleri sonucun da 2012-2022 yılları arasında çevrimiçi tam metnine ulaşılabilen, kronik hastalıkları olan 65 yaş ve üstü geriatrik bireylerle çalışılan, hemşirelik anabilim dallarında yapılmış 27 lisansüstü tez (21 yüksek lisans, 6 doktora) çalışması oluşturmuştur. Araştırmada elde edilen veriler Microsoft Office Word 2007 programında tablo oluşturularak sayılar ile değerlendirilmiştir. Bu çalışmaya dâhil edilen tüm araştırmaların etik kurul onayının alınmış olmasına özen gösterilmiştir. Bulgular: Hemşirelik anabilim dallarında geriatrik yaş grubu/ yaşlı bireylerle lisansüstü tezlerin sayılarının son 10 yılda (2012-2022) artış eğiliminde olduğu görülmüştür. Lisansüstü tezlerin %77,8’inin (n=21) yüksek lisans, %22,2’Sinin (n=6) doktora tezi olduğu belirlenmiştir. Çalışmalar çoğunlukla Hemşirelik (%44,4) ve İç Hastalıkları Hemşireliği (%40,7) anabilim dalların da yapılmıştır. %37 ile Diyabet ’in en çok çalışılan kronik hastalık olduğu görülmüştür. Çalışmaların yapılma amaçlarına bakıldığında %44,4 hasta deneyimlerini belirlemek, %18,5 eğitim etkinliğini değerlendirmek, %14,8 tutum ve davranışın etkisini incelemek olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Yapılan lisansüstü tez çalışmalardan yüksek lisans tezleri çoğunlukla mevcut duruma yönelik tanımlayıcı, doktora tezlerinin müdahale içeren deneysel çalışmalar olduğu ve hasta deneyimlerini belirlemeye yönelik uygulamalar içerdiği belirlenmiştir. Ülkemiz de geriatrik yaş grubundaki nüfusun arttığı ve kronik hastalıkların da buna paralel olarak artış gösterdiği bir demografik toplum yapısı oluşmaktadır. Bu nedenle geriatri hemşireliği alanında daha fazla çalışma yapılması geriatrik yaş grubuna özgü bakım uygulamalarının geliştirilmesi önerilmektedir.Yayın Kronik hastalığı olan bireylerde ebeveynlik süreci(Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık, 2022) Akbulak, Fatma; Şahin, Ezgi; Yazıcı, Saadet21.yüzyılda her alanda olduğu gibi sağlık ve teknoloji alanında da ciddi yenilikler olmuş ve teknolojinin gelişimi bilimsel çalışmaları da olumlu yönde etkilemiştir. Bu gelişmelerle beraber tanı ve tedavi yöntemlerinde de yenilikler yapılmıştır. Sağlığın korunması ve geliştirilmesine yönelik uygulanan politikalar ile beraber hastalıklara bağlı ölüm oranlarında düşüşler görülmüş, yaşam süresi uzamıştır. Ancak uzayan yaşam süresi ile birlikte kronik hastalığı sahip birey sayısı toplumlarda artmıştır. Kronik hastalıkların görülme oranlarının artmasına bağlı olarak yaşamın her evresinde bu hastalıkların neden olduğu bireysel sorunlar ve bireyin ailesini de etkileyen güçlükler ortaya çıkmıştır.Yayın Practical health education experiences of nursing students: Qualitative research(Istanbul University Press, 2024) Aydoğdu, Ana Luiza Ferreira; Akbulak, Fatma; Dişbudak, BüşraObjective: The study aimed to explore the experiences, expectations, and suggestions of undergraduate nursing students regarding a health education seminar on technology addiction. Method: This is a qualitative descriptive study. A convenience sample of undergraduate nursing students who had organized and actively participated in a health education seminar about Technology Addiction conducted in a public high school in Istanbul was asked to participate in the study. Semi-structured interviews were conducted with six nursing students in the fifth semester of a four-year nursing degree program who were accepted to participate in the study. Thematic content analysis was used. Results: Two themes; (1) Reflections on the health education seminar and (2) Reflections on the role of nurses as health educators, and seven sub-themes were identified: seminar preparation process, feelings regarding practice as a nurse educator, raising community awareness, preparation for the future, difficulties in working as a group, importance of the nurse’s role as an educator and deficiencies in health education in nursing practice. Conclusion: The health education seminar on technology addiction not only revealed challenges but also had significant positive impacts on the academic and professional development of nursing students. The emphasized positive effects underscore the ongoing importance of innovative educational initiatives that not only address contemporary health challenges but also promote the personal and professional growth of future nurses.Yayın Sanat terapi yöntemi: Mandala(Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık, 2022) Akbulak, Fatma; Yazıcı, Saadet; Şolt Kırca, Ayça; Dutucu, NafiyeSanatın iyileştirici yönü tarihten bu yana bilinen ve geçmiş toplumlardan günümüz modern toplumlarına kadar yarar sağlamış bir yöntem olarak vurgulanmaktadır. Sanatın farklı dallarının bireyin kendisini ifade etmesi ve iyi hissetmesine yardımcı bir araç olarak kullanımı alternatif tedaviler arasında yer almasına neden olmuştur. Sözel iletişimin yetersiz kaldığı durumlarda bir iletişim aracı olarak tercih edilmesi, her yaş grubunda etkili olması nedeniyle özellikle bilişsel tedavi yöntemleri arasında da tercih edilmektedir.