Anestezi Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 7 / 7
  • Yayın
    The relationship between the beliefs of students studying at the faculty of health sciences toward mental illnesses and their personality types
    (Kare Publishing, 2023) Eski, Şulenur; Sevindik, Hazal; İnan Budak, Merve; Adıgüzel, Vesile
    INTRODUCTION: This study aims to determine the beliefs of students studying at the Faculty of Health Sciences toward mental illnesses, how their sociodemographic characteristics affect these beliefs, and the relationship between their personality types and these beliefs. METHODS: Students from the Faculty of Health Sciences (Nutrition and Dietetics, Social Work, Health Management, Audiology, and Nursing) studying at a state university were included in the sample of the descriptive study (n=491). The Personal Information Form, Beliefs Toward Mental Illness (BMI) Scale, and Type A and Type B Personality Questionnaire were used as data collection tools. The evaluation of the obtained data was performed using the SPSS 24.0 program, number and percentage distribution frequency, Spearman correlation, Mann–Whitney U test, Kruskal–Wallis, and the t-test. The limit of statistical significance was p<0.05. RESULTS: Of the student participants, 42.2% had type A personality behavior, and 57.8% had type B personality behavior. It was seen that the negative beliefs of the students toward mental illness were moderate (45.7±15.1). There was a significant difference between the total score of the students on the BMI scale and their personality types (p<.000). It was determined that individuals with type B personality behavior had fewer negative beliefs about mental illnesses than individuals with type A personality behavior (p<.000). DISCUSSION AND CONCLUSION: According to the results of the research, it was determined that there was a significant relationship between personality types and beliefs toward mental illnesses. Nurses, in their role as researchers, can examine the relationship between personality type and stigma in mental illness. Based on the studies showing that negative beliefs and attitudes toward mental illnesses are reduced with education, nurses as trainers can organize awareness trainings for mental illnesses, which is an important component of their profession.
  • Yayın
    Psikiyatrik hastalıklar
    (Nobel Akademik Yayıncılık, 2023) Adıgüzel, Vesile; Şenol, Metin; Adıgüzel, Vesile
    Psikiyatrik hastalıklar geçmişten günümüze farklı yaklaşımlarla anılmaktadır. Psikiyatrik hastalıklar bireyin yaşamını olumsuz yönde etkileyen, rol ve görevlerini yerine getirmede kısıtlılığa sebep olan ve düşünce ve davranışlarını anormal düzeyde etkilemektedir. Bu hastalıkları bilmek ve ayrımını yapmak tedavi, iyileşme ve hastanın eski sosyal yaşamına dönebilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu bölümde psikiyatrik hastalıklara ve belirtilerine yer verilmiştir.
  • Yayın
    Efficacy of bilateral ultrasonography-guided transversus abdominis plane block after laparoscopic sleeve gastrectomy: Prospective, randomized, controlled study
    (TULPAR Academic Publishing, 2023) Alver, Selçuk; Umutoğlu, Tarık; Sümer, İsmail; Ülgen Zengin, Senniye; Topuz, Ufuk; Bakan, Mefkur; İdin, Kadir; Bozkurt, Süleyman; Salihoğlu, Ziya
    Aim: Transversus Abdominis Plan (TAP) block is an interfascial plane block, commonly used as an analgesic technique in abdominal surgeries. The aim of this study is to investigate the postoperative analgesic efficacy of bilateral ultrasonography (US) guided TAP block in patients scheduled for laparoscopic sleeve gastrectomy. Method: In this randomized prospective study; 48 patients, 18-65 years, ASA I-II, morbidly obese (BMI>35), underwent laparoscopic sleeve gastrectomy were included. The patients randomized into two groups: TAP block Group (group TAP) and Control Group (group C). At the end of the operation, bilateral TAP block were performed to 24 patients in Group TAP with a total 40 ml of local solution. 20 ml of local solution was injected into the trocar incision lines of all patients. Patient-controlled analgesia was administered to all patients at a dose of 5 mg/ml tramadol. Tramadol consumption, visual analogue scores (VAS) and the need of rescue analgesia (paracetamol) of the patients at postoperative first 24th hours were recorded. Results: There is no statistical difference in terms of demographic data. Total tramadol consumption and VAS were significantly higher in the Group C (p<0.01). No complications were found in either group. Conclusions: US-guided TAP block provides effective analgesia in patients underwent laparoscopic sleeve gastrectomy surgery
  • Yayın
    Sağlık alanında eğitim gören üniversite öğrencilerinin kariyerlerine ilişkin tutumlarının incelenmesi: karma yöntem
    (İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, 2023) Mercan, Neşe; Adıgüzel, Vesile; Özcan, Celale Tangül
    Amaç: Kariyer yaşam boyu mesleki, sosyal veya herhangi bir uğraşıda meydana gelen eylemler olarak tanımlanmaktadır. Nesnel ya da öznel olan eylemler, psikolojik ve davranışsal süreçleri içermektedir. Sağlık alanında eğitim gören üniversite öğrencilerinin kariyerlerine ilişkin tutum ve görüşlerinin incelenmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma paralel karma yöntem ile yapılmıştır. Çalışmanın örnekleminde bir üniversitede eğitim gören 282 öğrenci oluşturmaktadır. Nicel verilerin toplanmasında Bireysel Bilgi Formu ve Kariyer Geleceği Ölçeği, nitel verilerin toplanmasında Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu kullanılmıştır. Nicel verilerin değerlendirilmesi SPSS 20.0 programı ile sayı ve yüzde dağılımı, Students t-testi, one-way Anova testi kullanılarak yapılmıştır. Nitel verilerin analizinde tümevarım içerik analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmada öğrencilerin kariyer geleceği ölçeği alt boyutu olan kariyer tutumları, kariyer uyumluluğu ve kariyer iyimserliği puan ortalamalarının genel olarak yüksek düzeyde ve iş piyasasına ilişkin algılanan bilgi puan ortalamaları ise orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Çalışmada cinsiyet faktörünün, okuduğu bölümü kendi isteğiyle seçme ve kariyer planı yapma durumlarının kariyer tutumunu etkilediği belirlenmiştir. Yapılan görüşmelerin analizi sonucunda, 15 kategoriden oluşan kariyer planı yapma, keşif, zorluklar ile baş etmeye ilişkin güven, geleceğe olumlu bakış, beklentiler ve duygu temaları saptanmıştır. Sonuç: Öğrencilerin kariyer seçeneklerinin farkında oldukları, bilgi arama ve farklı kariyer seçeneklerini keşfetme aşamasında oldukları belirlenmiştir. Çalışmada sağlık alanında eğitim gören üniversite öğrencilerin kariyerlerine ilişkin farkındalığın arttığı düşünülmektedir. Bu bağlamda üniversite öğrencilerinin kariyerlerine ilişkin tutumlarını ve farkındalıklarını arttıracak ders programlarına kariyer planlamaya yönelik derslerin eklenmesi ve eğitimlerin programlanması önerilmektedir.
  • Yayın
    Üniversite öğrencilerinde travmatik yaşantılar, agresyon ve internet bağımlılığı
    (Galenos Yayınevi, 2022) İnan Budak, Merve; Akarsu, Özlem; Okanlı, Ayşe; Adıgüzel, Vesile
    Amaç: Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinde travmatik yaşantılar, agresyon ve internet bağımlılığı düzeylerini ve bunlar arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tipte bir araştırmadır. Araştırma bir devlet üniversitesinin sağlık bilimleri fakültesinde öğrenim gören 294 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırma verileri Çocukluk Çağı Travmalar Ölçeği (ÇÇTÖ), Buss-Perry Agresyon Ölçeği ve Young İnternet Bağımlılığı Testi Kısa Formu aracılığıyla toplanmıştır. Bulgular: Analiz sonuçlarına göre öğrencilerin çoğunluğunun (%51) travma düzeyleri düşük seviyededir. Alt ölçek puanları incelendiğinde en yüksek puan ortalamasının duygusal ihmal, en düşük puan ortalamasının ise cinsel istismar olduğu görülmektedir. Çocukluk çağı travmaları ile sözel saldırganlık alt boyutu arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca çocukluk çağı travmaları ile internet bağımlılığı arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur Sonuç: Çocuklukta yaşanan istismar deneyimlerinin, davranışın çeşitli özellikleri üzerinde ve psikiyatrik komorbiditelerde uzun vadeli bir etkisi olabilir.
  • Yayın
    Kara mürver ve nörodejeneratif hastalıklar üzerine etkileri
    (Nobel Bilimsel Eserler, 2022) Adıgüzel, Vesile; Günalan, Elif
    Nörodejenerasyon nöronların ilerleyici atrofisi ve fonksiyon kaybını ifade etmektedir. Merkezi sinir sisteminde meydana gelen nörodejenerasyon, nörodejeneratif hastalıkların gelişimi ile sonuçlanır. Zamanla ilerleyen nöronal hasar sonrası, hastalar aşamalı olarak hafızalarını, motor fonksiyonlarını ve günlük yaşam aktivitelerini yerine getirebilme yeteneklerini kaybederler. Yaşam kalitesini oldukça etkileyen nörodejeneratif hastalıkların patogenezine ilişkin bilgi birikimi ise oldukça sınırlıdır. Bu sebeple, hastaların günümüz teknolojisiyle tam olarak iyileşmeleri mümkün görülmemektedir. Mevcut yaklaşımlar ise hastalık prognozundaki ilerleyişin engellenmesini ve ilişkili komplikasyonların iyileştirilmesini hedefleyen ilaçların kullanımını içerir. Ancak, ilaçların hastalık patogenezinde her ne kadar olumlu etkileri olsa da, kronik kullanımları durumunda ciddi yan etkilerle karşılaşılabilmektedir. Bu durum, ilaç kullanımına alternatif olabilecek tıbbi bitkilere yönelik araştırmaları da yoğunlaştırmıştır. Böylelikle, patofizyolojilerine yönelik oldukça sınırlı bilgiye sahip olunan nörodejeneratif hastalıklarda etkili olabilecek terapötiklerin belirlenerek, klinikte kullanılabilmesinin hastaların yaşam kalitesinin artırılmasına da katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Yayın
    Prospective evaluation of remifentanil-propofol mixture for total intravenous anesthesia: A randomized controlled study
    (Spandidos Publications, 2021) Bakan, Mefkur; Umutoğlu, Tarık; Topuz, Ufuk; Yılmaz Güler, Emine; Uysal, Harun; Öztürk, Erdoğan
    Application of total intravenous anesthesia (TIVA) may be considered as unpractical when compared with inhalational anesthesia. Although it is mostly not recommended, mixing intravenous agents is popular in clinical practice. The aim of the present study was to investigate the suitability of using remifentanil-propofol mixture (MIXTIVA) for TIVA. Adult patients with an American Society of Anesthesiologists grade of I-II scheduled for elective thyroidectomy were randomly allocated to 3 groups (n=32 for each) to receive TIVA with remifentanil and propofol infusions separately (control group, Group I) or with MIXTIVA infusion that contained remifentanil/propofol at a proportion of 2/1,000 or 3/1,000 (remifentanil concentration, 20 or 30 mu g/ml in 1% propofol in Group II or Group III, respectively). The extubation time (the primary outcome of the study), the orientation time and number of patients in whom intraoperative hypotension, hypertension or bradycardia episodes were encountered during anesthesia were comparable among the groups. The mean remifentanil infusion rate in Group III was significantly higher than that in the other groups. The mean propofol infusion rates and mean bispectral index (BIS) scores during anesthesia were comparable among groups. Hypotension accompanied with a high BIS was encountered in one patient in Group III. In conclusion, compared to the standard TIVA technique using separate drug infusions, MIXTIVA infusion used for thyroidectomies did not result in any statistically significant difference in recovery and clinical outcomes. This technique may be considered as a practical implementation for busy ambulatory centers performing general anesthesia.