Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

https://hdl.handle.net/20.500.13055/294

Listeleniyor 1 - 16 / 16

Ethical limits of academicians in Europe to genetic practices and eugenics: Case study
(Turkiye Klinikleri, 2024) Ceyhan, Büşra
The 20th century has been a period in which studies on genetics have intensified and important applications have been experi enced. In this study, it is aimed to reveal what academics think about the potential of the concept of “design babies”, which is a result of biotechnological applications, to cause eugenics. For this purpose, data were collected with the “scenario-based form” titled eugenics devel oped by the researcher. This questioning was carried out over the issue of changing the genetic characteristics of a baby before birth with the applications brought about/will be brought about by genetic engineer ing technologies. The research was carried out with 14 academicians working at Charles University in Czechia. Mixed content analysis was performed on the data obtained by applying the scenario form via the internet. As understood from the findings, the approaches of Czech aca demicians to the issue of gene editing revealed on the basis of the con cept of “designer babies” are ethically negative. It is understood that it is not found ethical by the participants because of reasons such as the concern that possible gene editing will not be equally accessible to all people, causing discrimination and commercial abuse and not being able to predict what kind of problems the gene interactions that may result from the interventions may cause in the future. As a result, it is understood that the idea of creating the perfect breed to create more beautiful, smarter and more qualified people is wrong, and therefore they think that eugenic goals such as creating a superior human race are dangerous.
A new approach to biochemistry: Bibliometric and altmetric analyses in the ketogenic diet
(Effect Publishing Agency, 2023) Yusufoğlu, Büşra; Vardar, Gökay; Kaya, Gözde Sultan; Yalçın, Hüseyin Cahit
Recently, as doctors and researchers investigate into to the possible benefits of daily diets, ketogenic diets (KD) have started to gain popularity. As the growing up popularity of KD in social media, researchers had the chance to show their academic studies to the public more easily. Therefore, in this study, KD is discussed in terms of the recently popular “altmetric analysis” by scientists. The aim of study is to highlight the role of the ketogenic diet, figure out the mechanism of ketone bodies and the pivotal role of altmetric studies in health sciences. In order to investigate the novel aspects of the top 100 (T100) most cited scientific research paper in academia, 100 most discussed research paper was selected on social media platforms about KD from 1992 to 2019 and it was compared in terms of bibliometrics in web of science and in terms of social media impact in altmetric.com. While the total citations of the top 100 articles ranged from 143–109, altmetric values of T100 are 0–1269. According to the top social media platforms where the articles are mentioned, Twitter, Facebook, and Patent are the most popular social media platforms, respectively. It was not always coherent how altmetric data related to traditional bibliometric analysis. Thus, it might be suggested that bibliometric and altmetric assessments be viewed as complementary to one another. And by far the most important result of this study is that the articles with the highest citation may not receive much attention on social media due to their subject content.
Genetik hastalıklar
(Nobel Akademik Yayıncılık, 2023) Ata, Fatma Kübra; Şenol, Metin; Adıgüzel, Vesile
Genetik bozukluk, genomdaki bir veya daha fazla anormalliğin neden olduğu, özellikle doğuştan var olan ve değiştirilmiş gen veya gen setinin bir sonucu olarak ortaya çıkan genetik bir problemdir. Bu problem ile gelişen hastalıklar sadece bireyler ve ailelerini etkilenekle kalmayıp aynı zamanda toplum üzerinde önemli sağlık ve ekonomik yüklere de sebep olmaktadır.
A Multi-layered graphene based gas sensor platform for volatile organic compounds discrimination via differential intercalation
(Springer, 2023) Özkendir İnanç, Dilce; Ng, Zhi Kai; Başkurt, Mehmet; Keleş, Berfin; Vardar, Gökay; Şahin, Hasan; Tsang, Siu Hon; Palaniappan, Alagappan; Yıldız, Ümit Hakan; Teo, EHT
Selective and sensitive detection of volatile organic compounds (VOC) is of critical importance for environmental monitoring, disease diagnosis and industrial applications. Among VOC, assay development for primary alcohols has captured significant research emphasis since their intoxication causes adverse effects on gastrointestinal and central nerve systems, resulting in irreversible blindness, coma, and can be even fatal at high exposure levels. However, selective detection of primary alcohols is extremely challenging owing to the similarity in their molecular structure and characteristic group. Herein, we have attempted to investigate the differential methanol (MeOH)-ethanol (EtOH) discriminative properties of single-layer, bi-layer, and multi-layer graphene morphologies. Chemiresistors fabricated using the three morphologies of graphene illustrate discriminative MeOH-EtOH responses, which is attributed to the phenomenon of differential intercalation of MeOH within layered graphene morphologies as compared to EtOH. This hypothesis is verified by density functional theory calculations, which revealed that the adsorption of EtOH molecules on graphene surface is more energetically favorable as compared to MeOH molecules, thereby inhibiting their intercalation within the layered graphene morphologies. It is further evaluated that the degree of MeOH intercalation increases with increasing the layers of graphene for obtaining differential MeOH-EtOH responses. Experimental results suggest possibilities to develop selective and sensitive MeOH assays fabricated using various graphene morphologies in a combinatorial sensor array format.
Diyabetin tanı ve tedavisinde mikroiğne sistemlerinin kullanılması
(Serüven Yayınevi, 2022) Hanikoğlu, Ayşegül; Vardar, Gökay; Delen, Elif; Şahna, Engin; Akgül, Hasan; Selamoğlu, Zeliha
Tıbbi olarak Diabetes Mellitus (DM) olarak ifade edilen; insanlık tarihinde bilinen en eski bilinen hastalık tipidir (Sahay et al., 2017). DM; sıklığı, yol açtığı sağlık problemleri ve getirdiği ekonomik yükler ne deniyle önemi giderek artan kronik bir hastalıktır.
Molecular docking analysis of PVDF membrane against human Erα, EGFR, CDK2, mTOR, and HSP90 proteins
(Academic Perspective Procedia, 2022) Ata, Fatma Kübra; Özevci, Gülçin
Porous membranes are used in biological and chemical systems and industrial applications. Polyvinylidene fluoride film (PVDF) membrane is a commercial membrane used in drug delivery, protein immobilization, food industry, tissue engineering, and medical devices. Because of providing a large surface area in this study PVDF membrane is used. Molecular docking is a molecular modeling simulation software especially used to determine protein-ligand interactions. The aim of the study is to determine the interaction of hydrophobic PVDF membranes on Erα, EGFR, CDK2, mTOR, and HSP90 proteins by docking method and to examine its potential as a possible drug carrier. The three-dimensional structure of the receptors has been acquired from the RCSB protein data bank and is docked with 3D PubChem of PVDF using AutoDock 1.5.6 software. The results have shown that the PVDF membrane had the best docking score for mTOR between the investigated proteins.
Türkiye’deki kadınların meme kanseri tarama yöntemlerine yönelik farkındalıklarının incelenmesi
(2022) Ceyhan, Büşra; Atakır, Kadir; Özevci, Gülçin
Bu çalışmada Türkiye’deki kadınların meme kanseri tarama yöntemlerine yönelik farkındalıklarının belirlenmesi hedeflenmiştir (N= 167). Bu doğrultuda araştırmacılar tarafından literatür taraması eşliğinde oluşturulan 28 soruluk “Meme kanseri tarama yöntemlerine yönelik tutum belirleme anketi” kullanılmış ve katılımcılara çevrimiçi ortamda iletilmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikî yöntemlerden yüzde (%) ve frekanstan (n) yararlanılarak SPSS 26 paket programı kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre çoğunluğunu 20-25 yaş arası kadınların oluşturduğu örneklem grubunda katılımcıların “kendi kendine meme muayenesi yapma (KKMM)” oranları, “klinik meme muayenesi (KMM)” yaptırma ve “mamografi” çektirme oranlarına göre daha yüksek bulunmuştur. Araştırmanın öne çıkan bulgularından bir diğeri ise kadınların hangi tarama yöntemini hangi yaş aralığında ve ne sıklıkta yapması gerektiğini bilmeyen önemli bir kesimin bulunmasıdır. Özellikle KKMM yapılması farkındalığının sosyal medya aracılığıyla sağlanabildiği ve kolay yapılabilirliği nedeniyle de kadınlar tarafından daha yüksek oranda gerçekleştirildiği düşünülmektedir. Dolayısı ile medya mecralarında da “meme kanseri tarama yöntemleri”ne yönelik bilgilendirici faaliyetlerin sıklıkla oluşturulması ve paylaşılması farkındalık geliştirmek açısından yarar sağlayacağını düşündürmektedir. Bunun yanı sıra özellikle genç yaş grubundan itibaren eğitim kurumları da dahil olmak üzere gerekli bilgilendirme faaliyetlerinin düzenlenmesi önerilmektedir. Ek olarak 40 yaş üstü kadınların mamografi çektirmesinin önemine dair sağlık kurumlarınca bilgilendirme çalışmalarının önemle devam ettirilmesi, bu bilgilendirmelerin de sıklıkla tekrar edilmesi sağlanmalıdır.
Oksidatif dengenin bozulması ateroskleroz üzerine etkisi
(Bilgin Kültür Sanat Yayınları, 2022) Hanikoğlu, Ayşegül; Vardar, Gökay; Delen, Elif; Akkaya, Recep; Akkaya, Birnur
Serbest radikaller, tanıma göre bir veya daha fazla eşlenmemiş elektrona sahip herhangi bir türdür (Bayir, 2005). Biyolojideki en dinamik ve karmaşık araştırma alanlarından biri, biyolojik sistemlerde giderek daha sık bulunan serbest radikallerin ve diğer reaktif türlerin incelenmesidir. Bunların birincil nedenleri, düşük sabit durum konsantrasyonları ile sonuçlanan düşük kararlılıkları ve yüksek reaktivitelerini, geniş potansiyel reaksiyon yelpazesini, hücre boşluğunda ve hücre dışı boşlukta karmaşık uzay-zamansal dağılımlarını, organizmanın fizyolojik durumuna bağımlılıklarını içerir. Ve mutlak ve hatta göreceli seviyelerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi için teknik araçların eksikliği bulunmaktadır. (Lushchak, 2014).
Microneedle based biosensor technologies
(Çanakkale 18 Mart University, 2022) Kaya, Gözde Sultan; Öz, Ece; Erikli, Berivan; Vardar, Gökay
A biosensor, which has been known and used for a long time, is an analytical tool that combines a biological element with a physicochemical detector to detect a chemical compound1. A new perspective on therapies can be generated with numerous advantages when biosensors and microneedles are combined. Biomarkers like nucleic acid, proteins, tiny compounds, and even cells from interstitial skin fluid (ISF) have been detected using microneedles (MNs) for early diagnosis and real-time monitoring.2 Considering these characteristics, microneedle-based biosensors have the potential to decrease hospital stays, follow up with patients more effectively, prevent re-hospitalizations, and thus lower expenses. Looking at the main objectives for using MN-based technologies, MNs, who gain from the consistency of their. The focus of this study is to reveal the ways and benefits of the use of microneedle patched biosensors, technologies that serve the benefit of people in the rapidly developing world in the field of health, as in many other field.3
Biyosensörler ve biyokimya alanındaki uygulamaları
(Akademisyen Kitabevi, 2022) Vardar, Gökay; Hanikoğlu, Ferhat
Bir biyosensör genellikle biyolojik bir yanıtı veya olayı ölçülebilir bir yanıta dönüştüren analitik bir cihaz olarak tanımlanır. Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği (IUPAC)’ye göre biyosensörler kimyasal bir maddeye verilen biyolojik cevabı optik, termal veya elektrik sinyallerine dönüştüren elektrokimyasal cihazlardır. Biyoteknoloji ve elektroniğin sinerjik kombinasyonu, biyosensör teknolojisi adı verilen bir teknoloji nesline yol açmıştır. Biyosensörler, modern analitik kimyanın çeşitli alanlarında önemli olan analitik araçlar grubunu oluşturur. Neredeyse tüm biyoetkileşim türleri ve analit tanıma şemalarına uygulanabilir. Bu şemalarda küçük biyomoleküller, enzimler, antikorlar, nükleik asitler ve ayrıca virüsler, hücreler ve mikroorganizmalar yer alabilir. Ayrıca, biyosensörlerin klinik ve biyomedikal uygulamaları, çevre, gıda ve ilaç analizleri gibi diğer önemli alanlar da biyosensörlerin kullanım alanına girmektedir.
Determination of science and biology teachers’ ethical sensitivities towards the use of experimental animals
(Birleşik Dünya Yenilik Araştırma ve Yayıncılık Merkezi, 2022) Ceyhan, Büşra
It is important to determine the ethical sensitivities of teachers who have high potential to work with experimental animals due to their branches. With this purpose the current study aimed to determine science and biology teachers’ ethical opinions about the use of experimental animals. In order to collect data, the Questionnaire of Opinions about the Use of Experimental Animals developed by Yiğit, et al. (2015) was employed. The collected data were analyzed by using descriptive statistics, percentages, frequencies, mean values and t-test (N=70). While the science and biology teachers approached to the sixth item “Animals can be used in experiments in which they experience some pain for the benefits of humanity” with higher ethical sensitivity, the female participants were found to be more sensitive towards the second item “Alternative methods should be the first methods to be employed by researchers”. In light of the findings of the current study, it can be suggested that science and biology teachers who are more likely to be involved in experiments in which animals are used (according to the science and biology course contents published by YÖK) should be subjected to trainings during their pre-service and in-service years to raise their ethical sensitivities about the issue; thus, they can help their students more to recognize the value of animals.
Evaluation of the relationship between cancer and antioxidants from an altmetric perspective
(Kare Yayıncılık, 2022) Vardar, Gökay; Hanikoğlu, Ferhat; Güney, Türkan; Dokur, Mehmet; Karadağ, Mehmet
Objectives: Antioxidants have been shown in research to have significant effects on serious diseases, particularly can cer. The goal of our experiment was to determine and analyzed 100 articles with the highest Altmetric attention scores (AAS) concerning antioxidants and cancer. Methods: Altmetric score analyzes were obtained downloading the from the Altmetric.com website. A research out put's altmetric score was calculated using an algorithm based on the weighted number of all attention it receives. Results: The Altmetric scores of the 100 articles analyzed varied from 12 to 846. Twitter (n=86) was the most mentioned social media network in the articles. According to the research categories of the T100 articles in our analysis, the majority were published in "Medical and Health Science''. In terms of Twitter geographical breakdown, the United States leads among other nations, followed by the United Kingdom. According to Twitter demographics, the most of tweets on antioxidants and cancer were shared by members of the public. Conclusion: In science and research, social media is advocated as an alternative to traditional power structures and our findings could provide a preliminary look at the social, clinical, and academic impact of antioxidant and cancer research.
Sağlık çalışanlarını, toplumsal yaşamı ve siyasal düzeni etik sorgulamalarla sarsan covid-19 pandemisinin başlıca sorunları: geleneksel derleme
(Türkiye Klinikleri, 2022) Ceyhan, Büşra
Dünya, Aralık 2019'dan bu yana koronavirüs hastalığı-2019 pandemisi ile mücadele etmektedir. Bu çalışmada, sağlık sistemi başta olmak üzere toplumsal ve siyasal alanda yaşanan problemler etik ilkeler beraberinde değerlendirilmiştir. Öncelikle hekimler, kaynak kısıtlılığının oluşup pandemi koşullarının ağırlaştığı dönemlerde birçok etik ikilemle karşılaşmıştır. Bu koşullar altında uluslararası etik kılavuzlara duyulan ihtiyaç açık bir şekilde göze çarpmaktadır. Pandeminin toplumsal alandaki etkileri incelendiğinde, izolasyonun getirdiği psikososyal etkiler bazı bireylerde çeşitli etik dışı davranışları gözler önüne sermiştir. Toplumun kırılgan grubunda yer alan yaşlılar bazı gençler tarafından sosyal medyada birtakım etik dışı davranışlarla eğlence konusu hâline getirilmiştir. Bu durum da bir toplumda ahlaki değerlerin ne derece önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Pandeminin etkileri uluslararası siyasi boyutta incelendiğinde, salgının başlangıcında bazı malzemelerin tedarik edilmesinde sıkıntılar yaşandığı gözlenmiştir. Bu doğrultuda, siyasal anlamda göze çarpan en büyük eksikliklerden biri küresel iş birliğine duyulan ihtiyaç olmuştur. Çalışmada incelenen bu sorunlar, getirilebilecek çözüm önerilerine birer zemin hazırlamakta ve pandeminin aşılması için ihtiyaç duyulan iş birliğini kuvvetlendirmeyi amaçlamaktadır. Yaşanan pandemiden anlaşılacağı üzere etik sorgulamalarla hayatımızın beklenmedik dönemlerinde karşı karşıya kalabilmekteyiz. Bu noktada yaşamımız boyunca edindiğimiz ahlaki değerler ve öğrenim hayatımızla pekiştireceğimiz etik eğitimi hayatımızda oldukça önemli bir yere sahiptir.
Elektromanyetik radyasyon ve insan sağlığına etkileri
(Ekoloji ve Ekotoksikoloji Derneği, 2022) Atakır, Kadir; Özevci, Gülçin; Ceyhan, Büşra
Isaac Newton ile başladığı kabul edilen fizik ve ardından gelen diğer bilim dallarındaki gelişmeler insanlık tarihi ile kıyaslandığında çok yeni bir geçmişe sahiptir. Buna rağmen bugün ulaşılan bilimsel ve teknolojik düzey akıl almaz seviyededir. Neredeyse her geçen gün insan hayatını kolaylaştıran, zaman ve enerji kullanımı açısından inanılmaz avantajlar sağlayan yeni icatlar yapılmakta, teknolojik cihazlar kullanıma girmektedir. Yüksek gerilim hatları ve baz istasyonları ile yakın komşuluk şehir hayatının kaçınılmaz bir sonucu olmuştur. Ayrıca ev ve ofislerde kullanılan elektrikli aletler ve hepsinden önemlisi herkesin yanında taşıdığı ve kullanım sıklığı giderek artan cep telefonları artık insan hayatının çok önemli birer parçası haline gelmiştir. Hemen hepsi elektrik enerjisi ile çalışan bu cihazların en önemli dezavantajlarından birisi elektromanyetik alan oluşturmalarıdır. Tıpta tanı ve tedavide kullanılan iyonizan radyasyonun yan etkileri çok iyi bilinirken, noniyonizan bir radyasyon türü olan elektromanyetik dalgaların olası yan etkileri ile ilgili yapılmış çok sayıda çalışma olmasına rağmen halen bir sürü cevaplanmamış soru bulunmaktadır. Bu çalışmada elektromanyetik radyasyon ve insan sağlığına olan olumsuz etkileri konusunda yapılmış çalışmalar derlenmiştir.
A social attention with altmetric score analysis on the relationship between oxidative stress and cancer
(Effect Publishing Agency, 2022) Hanikoğlu, Ferhat; Vardar, Gökay; Özben, Tomris; Karadağ, Mehmet; Dokur, Mehmet
Oxidative stress has a crucial role in the development of various cancers. The aim of our study was to identify and analyze research articles about oxidative stress and cancer that have attracted the highest online attention. Our study is the first one evaluating social media attention to the articles on cancer and oxidative stress published in academic literature. Altmetric Explorer was used to identify research articles about oxidative stress and cancer. We evaluated the top 50 research articles having the highest Altmetric attention scores (AAS), using the Altmetric.com database. The Altmetric Attention Score (AAS) of 50 articles (T50) investigated was between 15 and 445 (mean±SD; 60.66±86.18). The social media platforms where the T50 articles are mentioned from highest to the lowest scores are the Facebook (n=2678) followed by Twitter (n=886) and Google + users (n=214). According to demographic breakdowns in Twitter, tweet counts were similar between scientists (34%) and not scientists (32%). Total citations of the 50 articles ranged from 3 to 3700 (mean ± SE; 203.40±87.07). A weak statistically significant positive correlation was found between the Altmetric score and the Q category (r=0.338: p=0.016). Interestingly, there was no correlation between Altmetric score and number of article citations. The increasing use of online social media platforms makes this area worthy, and the online impact of an article is becoming progressively more convenient for academic and public accessibility. Social media also may give oppurtunity to the researchers for disseminating their studies in scholar and non-scholar platforms.
Can the reduction of cytokines stop the progression of sepsis?
(Cureus, Inc., 2022) Koç, Suna; Çelebi, Serdar; Hanikoğlu, Ferhat; Polat, Yalçın; Börkü Uysal, Betül; Dokur, Mehmet; Özer, Türkan; Yavuzer, Serap; İslamoğlu, Mehmet Sami; Cengiz, Mahir; Vardar, Gökay; Küpeli, İlke
Objective In this study, we aimed to analyze the laboratory and clinical results of cytokine hemadsorption as an immunomodulation therapy in ICU patients diagnosed with sepsis or septic shock. Methods The levels of procalcitonin (PCT) and C-reactive protein (CRP), determined to be indicators of infection/sepsis, and the levels of interleukins (IL-6, IL-8, and IL-10) and tumor necrosis factor α (TNFα), deemed as indicators of the cytokine storm, were compared among 32 patients before and after the hemadsorption procedure. Results The hemadsorption significantly reduced the levels of IL-6, IL-8, IL-10, TNFα, PCT, CRP, Acute Physiology and Chronic Health Evaluation (APACHE) scores, mortality rate, and Sequential Organ Failure Assessment (SOFA) scores (p<0.05). APACHE scores and the mean predicted mortality rate (PMR) of the non-survivors measured before the procedure was significantly higher than those of survivors (p=0.002 for both). IL-10, APACHE scores, and the mortality rates determined before the hemadsorption procedure were deemed significant parameters to predict the mortality among all ICU patients (p<0.05). IL-10 levels ≤125.3 ng/L, APACHE score >30, and PMR >70.33 were significantly associated with the mortality rates of all patients, indicating that these three parameters determined before the hemadsorption may be good predictors of mortality among ICU patients with sepsis. Conclusion The progression of sepsis in ICU patients may be prevented with cytokine hemadsorption applied as an immunomodulator therapy.

Güncel Gönderiler